Haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Haber etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22.02.2008

ODTÜ'lüler bilgisayar oyunu pazarına giriyor

Hunlardan Göktürklere kültürümüzü yansıtan oyun 22 ülkede satışa çıkıyor...

22.02.2008 10:35
ODTÜ'lü genç yazılım mühendisleri, Hunlardan Göktürklere, Selçuklulardan Osmanlıya Türk kültürü motiflerini kullandıkları bilgisayar oyunları ile milyarlarca dolarlık oyun pazarına girmeye hazırlanıyor.

''Hükümran Senfoni'' adlı bir çeşit dünya savaşını konu alan oyunda, katılımcılar bir takım özel güç ve silahları kullanarak oyuna yön veriyor.

ABD'deki bilgisayar oyunu otoritelerinin beğenisini toplayan oyunun online versiyonu gelecek ay internet üzerinden yayınlanacak, ana oyunun aralarında Rusya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'nin bulunduğu 22 ülkede dağıtımı için anlaşmalar imzalandı.

ODTÜ Teknopark'taki Ceidot Oyun Stüdyoları'nın sahibi Erkan Bayol, dünyada hızla gelişen bilgisayar ve online oyun sektörünün yaklaşık 36 milyar dolarlık bir piyasaya ulaştığını ve her yıl yüzde 20-30 büyüme kaydettiğini anlattı. Oyun sektörünün müzik sektörünün önüne geçtiğini, Hollywood Stüdyoları'nın ticari başarısını ise yakalamak üzere olduğunu söyleyen Bayol, Türkiye'nin bu sektöre girmekte geç kaldığını ifade etti.

Türkiye'de bazı firmaların oyunlarla ilgili çalışmalar yürüttüğünü anımsatan Bayol, bunların dünyada söz sahibi kuruluşların yaptığı çalışmaların çok gerisinde olduğunu söyledi. Bayol, ''Bu nedenle bu oyunların dünya piyasasına girmesi neredeyse olanaksız. Çünkü henüz bizim yerli oyun kullanıcılarımız için bile kaliteyi yakalayamıyorlar. Amacımız kendi iç piyasamızı etkilemek değil. Kültürümüzle ilgili dünyadaki insanları etkilemeyi istiyoruz'' dedi.

Bayol, 7 yıl önce başladıkları çalışmalarının finansmanı için çeşitli kaynaklardan destek aradıklarını, ancak bulamadıklarını belirterek, ''Yaptığımız çok ciddi bir Ar-Ge çalışması. Türkiye'de oyun denildiğinde 'çoluk çocuk oyunu' gibi bakılıyor, oysa dünyada öyle değil. Özellikle Amerika, İngiltere ve Güney Kore gibi ülkelerde bir oyun için 80-100 kişilik ekiplerle minimum 20-30 milyon dolar harcanıyor'' dedi.

Ceidot Stüdyoları'nda 8 aylık Ar-Ge çalışmasının ardından ''Hükümran Senfoni'' adlı oyun üzerinde çalışmaya başladıklarını dile getiren Bayol, şirketlerindeki 6 mühendisin yalnızca oyun geliştirme üzerine çalıştığını söyledi.

Hükümran Senfoni ile ABD'deki Oyun Geliştiricileri Konferansı etkinliklerine katıldıklarını ve oyunun ilk prototipini geçen yıl fuarda sergilediklerini dile getiren Bayol, ana oyunla ilgili şu bilgileri verdi:

''Amerika'daki bu konferansta ana oyunumuz bir rol yapma oyunu olan Hükümran Senfoni'nin Rusya ve Orta Asya Türk Cumhuriyetleri'ni kapsayan 22 ülkede satılması için yayıncılık anlaşmaları yapıldı. Ana oyunumuzun Türkiye yayıncısı ve diğer kıtalar için yayıncıları ise henüz kesin değil. Oyunun bitmesi için çalışıyoruz. Oyun, ayrıca İngilizce olarak hazırlanıyor, ancak başka dillere de çevrilecek.''

''Hükümran Senfoni Online'' isimli ana oyunun kurgusunu kullanan bir tarayıcı tabanlı devasa çevrimiçi oyunu da yaklaşık 8 ay önce geliştirmeye başladıklarını belirten Bayol, online versiyon ile oyunun kurgusunu dünyaya yaymayı ve ana oyuna talep yaratmayı amaçladıklarını belirtti.

Erkan Bayol, şöyle konuştu:

''Hükümran Senfoni online, bir strateji oyunu ve Türkiye'de büyük bir portal aracılığıyla bir ay içinde yayınlanmaya başlanacak. Oyun Türkçe ve İngilizce olarak tamamlanmış durumda. Türkiye'deki partneri sadece Türkçe sürümünü Türkiye'de Mayıs'ta yayınlayacak, diğer ülkeler için bir Alman firmasıyla görüşmelerimiz sürüyor. Oyunun online versiyonu, en gelişmiş tarayıcı tabanlı bir oyun ve geçtiği dönemin ekonomik ve teknolojik savaşlarını anlatıyor. Dünyada bu alanın en büyük yayıncıları tarafından büyük beğeni topladı.''

-KURGUSUNDA TÜRK MOTİFLERİ-

Oyunun kurgusundaki pek çok tasarım unsurunun ''fizik, süper simetri, Quantum mekanikleri ve matematik temellerine oturtulduğunu'' anlatan Bayol, oyunun kurgusuyla ilgili şu bilgileri verdi:

''Kurgumuzda Osmanlı, Selçuklu, Memluk ve Harzemşah gibi İslam-Türk kültürlerinden esinlenildiği gibi Göktürk, Uygur, Hun, Peçenek ve Avar gibi şamanisttik Orta Asya Türk kültürlerinden de pek çok alıntı bulunuyor.

Oyunun kurgusu, Türk kültürlerinin yanı sıra pek çok kültürel ögeyi de barındırıyor. Kurgunun sadece Türk esintilerinden oluştuğu iddia edilemese de elbette kurgumuz içerisinde milli kültürlerimizin etkileri bulunuyor. Kültürel ögeler konusunda dünya tarihinden çokça alıntı yapan kurgumuzda direkt olarak 'Türk' ismi geçmediği gibi hiçbir ulusun ismi de direkt kullanılmıyor. Bununla birlikte kurguda bazı Türkçe isimlerle, çok yakın isim ve sıfatlar bulunuyor.''

Oyunda Türk kültüründeki ''yeniçeri'', ''azap askeri'', ''sipahi'', ''lağımcı'' gibi bazı figürler ve mimari özelliklerin yanı sıra Çin, Mısır, Japonya gibi ülkelere özgü figürleri de kullandıklarını anlatan Bayol, ''Osmanlı ve Orta Asya Türk motiflerini fantastik kurgu için hayal gücüyle harmanladık. Osmanlı, Türk ya da Asya kültürlerinin ögelerini alıp, oyundaki x bir kültüre aşıladık. Ancak bunlar direkt Türk kültürü olarak geçmiyor. Hem karakter, hem kıyafet tarzı hem de hem mimari özelliklerle bu kültürler rahatlıkla anlaşılabiliyor'' dedi.

-SENARYOSU-

Tek kişilik bir oyun olan Hükümran Senfoni'nin, PC platformları için üretilen bir rol yapma oyunu olduğunu kaydeden Bayol, oyunun senaryosu ile ilgili şu bilgileri verdi:

''Hükümran Senfoni serisinin öyküsü, Ceiron gezegeninin en büyük kıtası olan Sorien'de geçer. Sorien, 3 büyük federasyona, 7 büyük ulusa, 70 eyalete ve 312 şehre ev sahipliği yapar. Ayrıca insanlar dahil 24 canlı türü bu kıtada yaşar. Bu gezegende büyük bir savaş yaşanır. Bu savaşın ardından yaşanan yıkım ve yokluk insanları yorgun düşürür. İnsanlar artık din, milliyetçilik gibi sömürüyle galeyana gelip savaşacak durumda değildir. Savaş sonrasında insanlar teknoloji, ekonomi, ticaret ve ziraat gibi alanlarda gelişme gösterirler. Bu yarışta bazı ülkeler geride kalır. Önde giden ülkeleri yakalamak için inançlarını kaybettikçe yine eski düşmanlıklar oluşmaya başlar.

Ardından geri kalanlarla ileri ülkeler arasında bir savaş başlar. Bir çeşit dünya savaşı. Bu noktada kullanıcı oyuna girer ve bir takım güçleri kullanarak oluşan bir senfonide nasıl bir rol olacağına karar verir.''

haberturk

19.02.2008

Terminator gerçek mi oluyor?

ABD'li bilim adamları 2029 yılına kadar insan zekası düzeyinde makineler üretmeyi planlıyorlar.
Terminator gerçek mi oluyor?
"İnsanlık, küçücük robotları insan beynine naklederek daha zeki yapma peşinde" diyor Amerikalı bilim adamı Ray Kurzweil ve ekliyor "Bunu yapmak medeniyetimizin görevi". Ayrıca bu gelişmelerden dolayı yaratıkların istilası olmayacağını ve insanlar ile makinelerin yer değiştirmeyeceğini de belirtiyor.

Mühendisler, makineleri insanlara aktararak sağlık alanında yardımcı olacağına inanıyorlar.

Ray Kurzweil hakkında

16 yaşında kendi bilgisayarını yaptı ve ülkenin en önemli teknoloji ödülü, 'Ulusal Teknoloji Madalyası' sahibi. Üç ABD Başkanı'nın elinden Onur Ödülü ve dokuz fahri doktora verilen MIT mezunu Ray Kurzweil'in en önemli buluşları arasında körler için geliştirdiği okuma programı ve elektronik piyano da bulunuyor.

Kendisi Fantastic Voyage: Live Long Enough to Live Forever (Fantastik Seyahat: Sonsuza Kadar Yaşamak için Uzun Yaşamın Sırları) isimli kitabı yazarak insanlığın robotlar sayesinde sonsuza kadar yaşayabileceğini dile getiriyor.

10.02.2008

İnternette yeni bir dönem başlıyor

GRID adı verilen yeni nesil internetin kullanımına başlanması ile herkesin bilgisayarı süper olacak

10.02.2008 11:35
Dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuarlarından olan İsviçre'nin kenti Cern'de kainatın şifresini çözmeye yönelik deney için geri sayım devam ederken, bilim dünyasındaki heyecan da giderek artıyor. Cern'in oluşturduğu bilgi miktarı devasa boyutları nedeniyle günümüz internet altyapısı üzerinden aktarılmasını imkansız hale getiriyor.

Bu nedenle Cern uzmanları aynı www konusunda olduğu gibi internet kullanımında da yeni bir sayfa açmış durumda. Bu sayfanın adı kısaca GRID (Şebeke). Bu modelde dünya üzerinde milyonlarca bilgisayar birbirine bağlanarak süper bir bilgisayar oluşturuluyor. İsteyen herkes bu süper bilgisayarın gücünü kullanabiliyor. Kullanımı halen bilim ve kamu çevreleriyle sınırlı olan GRID'in yakın zamanda internet kullanım alışkanlıklarımızı temelden değiştireceği tahmin ediliyor. Çünkü bu sistemde artık evinizdeki internetin yada bilgisayarınızın gücü önemini yitirecek. Artık ortak süper bilgisayar ile internet kat kat daha hızlı hale gelecek.

Cern'de işlerin yolunda gidebilmesi için özellikle bilişim alanına önemli yatırımlar yapılıyor. LHC Projesi kapsamında nisan ayından itibaren etkin hale geçecek olan ve aralarında Atlas dedektörünün de bulunduğu toplam 4 dedektörün çalışabilmesi için çok güçlü bilişim altyapısına gerek duyuluyor.

Ayrıca bu 4 dedektörün açığa çıkaracağı bilgi selini kontrol ve değerlendirmek için ise ayrıca özel yazılımlarla destekli bilişim altyapısına ihtiyaç var. Bu nedenle Cern'de dünyanın en hızlı 100 bin bilgisayarının birbirine paralel bağlanmasıyla oluşturulan süper bir bilgisayar gücü bulunuyor. Ancak bilgisayar gücü ve hızı yapılacak işin doğası gereği başlı başına yeterli olmuyor. Cern Bilişim Bölümü Başkanı Wolfgang von Rüden'in verdiği bilgilere göre Cern'in yıllık ürettiği bilgi miktarı 15 petabyte'ı (15 milyon gigabyte = 7.5 milyar A4 sayfası yazı) aşmış durumda. Yeni Atlas dedektörünün devreye girmesi ve temmuz ayında proton çarpışmasının (Büyük Patlama deneyi) gerçekleşmesi halinde bu rakamın 20-25 petabyte'a çıkması gündeme gelecek. Büyük Hadron Hızlandırıcısı (LHC) Proje Koordinatörü Dr. Markus Nordberg'e göre LHC Projesi'nde çalışan bilimi nsanlarının durumu aynı Kristof Kolomb'a benziyor.

Lee, 'www'yi buldu, şefi çağın icadı internet için 'muğlak' dedi!

Lee, 'www'yi buldu, şefi çağın icadı internet için 'muğlak' dedi!
CERN, faaliyet alanı nedeniyle teknolojinin sınırlarını zorluyor. Cern'li uzmanlar bilgisayarlar üzerinde bulunan büyük miktarda bilgiyi dünyanın farklı bölgelerindeki diğer bilgisayarlarla paylaşılır hale getirmek için yeni bir sisteme ihtiyaç duyduklarını fark etti. O dönemde Cern'de çalışan İngiliz mühendis Tim Berners Lee bugün World Wide Web (www.) olarak tanıdığımız sistemi geliştirdi ve interneti büyük bir bilgi deposu haline getirmeye yönelik ilk adımı attı. Ancak Lee'nin Mart 1989'da Cern'de sunumunu yaptığı projesi dönemin proje yöneticileri tarafından pek etkileyici bulunmadı. Öyle ki Lee'nin www raporunu okuyan şefi Mike Sendall bilgileri inceledikten sonra ön sayfanın üst kısmına, "Muğlak ama heyecan verici" ifadesini not olarak düştü.

CERN'de keşfedilen ve tüm dünyada kullanılmaya başlanan www adresleme sistemi internetin en önemli standartlarından biri haline geldi.

Sabah

Sadece anne-babayı arayan cep telefonu

Türkiye'ye geleli 2 ay olmasına rağmen 3 bin adet sattı.

10.02.2008 01:20
Amerika'da iki yıl önce piyasaya çıkan ve 1 milyon adetten fazla satan, kullanıcıları arasında Madonna ve Angelina Jolie'nin evlatlık oğlu Maddox'un da bulunduğu çocuk cep telefonu Firefly, Türkiye'ye geleli iki ay olmasına rağmen, 3 bin adet sattı. Fiyatı 169 YTL olan telefonda, sadece ebeveynin izin verdiği numaralar aranabiliyor.

Amerikan futbolu kaskından üretilen ve kırılmaz özelliğe sahip olan telefon yekpare parçadan oluştuğu için özellikle 'İçinde ne varmış' diye kurcalayan afacanların, telefonun parçalarını yutmasını da engelliyor.

Firefly, Türkiye'ye Turkcell'in en büyük dördüncü bayii olan MEP İletişim tarafından getirildi Mustafa Pamuksüzer, Haluk Kanpak ve Ayhan Sezer tarafından 1999 yılında kurulan MEP İletişim, Turkcell ürünlerinin dağıtım ve satışının yanı sıra Motorola'nın da Türkiye distribütörlüğünü yürütüyor. MEP İletişim Satış ve Pazarlamadan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Timur Kaya, "Ürün Türkiye'ye 2007'nin ekim ayında geldi. Türkçeleştirme ve tanıtım çalışmalarının ardından piyasaya yeni sunduk sayılır. Getirdiğimiz telefon 5-9 yaş için. 9-13 ve 13-17 yaş için de iki model daha getireceğiz. Yeni modellerle birlikte bu yıl içinde 50 bin adetlik satış öngörüyoruz" dedi.

YAŞLILAR VE YABANCILAR ÇOK SEVDİ


Türkİye'de yaşayan yabancı uyruklulardan da 'Telefonun İngilizce mönüsü var mı?' diye talep aldıklarını anlatan Timur Kaya, sözlerini şöyle sürdürdü: "Müşterilerden gelen telefonlardan yaşlı anne ve babaları için de Firefly'ı satın aldıklarını öğreniyoruz. Basit kullanım mönüsüyle yaşlı ve yabancılar telefona ilgi gösteriyor."

Çocuk telefonu Firefly'ın karnesi

Telefonun 12 melodisi, 7 ayrı renkte ekran ışığı ve 5 farklı animasyonu var.

Kılıftan araç şarjına kadar rengarenk aksesuarları

5-20 YTL arasında satılıyor.

Firefly, Turkcell, Avea ve Vodefone'la uyumlu olarak çalışıyor.

Telefonun yanında direkt 112'ye bağlanan acil durum tuşu bulunuyor.

Yalnızca anne - babaların kullanabildiği özel şifreli menüsüyle tanımlanabilen 20 numara ve isteğe bağlı olarak devreye sokulabilen arama kısıtlaması özelliği var.

Telefonun üzerinde anne ve baba figürü yer alıyor. Böylece çocuk okuma yazma bilmese bile resme bakarak, direkt annesini veya babasını arayabiliyor.

Akşam

6.02.2008

Bedava Kablosuz İnternet Hizmeti

Aşağıda bedava internet hizmeti verilen ülkeler ve parantez içindeki sayı ile de hizmet veren yer sayısı ifade ediliyor. Ülkemizin bu meselede ne durumda olduğu tabloya bakılınca hemen farkedilebiliyor. Bu kadar bilgisayar satışının yapıldığı neredeyse her eve bilgisayarın girdiği şu günlerde bedava kablosuz internet hizmetinin artmasını ümit etmekten başka çare kalmıyor!

ÜLKE (Ücretsiz kablosuz internet hizmeti sayısı)
------------------------------------------------------
AR Argentina (413)
AU Australia (105)
AT Austria (74)
BS Bahamas (2)
BH Bahrain (1)
BB Barbados (1)
BE Belgium (218)
BA Bosnia And Herzegovina (2)
BR Brazil (433)
BG Bulgaria (8)
CM Cameroon (1)
CA Canada (491)
KY Cayman Islands (1)
CL Chile (235)
CN China (14)
CO Colombia (5)
CR Costa Rica (10)
HR Croatia (4)
CY Cyprus (7)
CZ Czech Republic (28)
DK Denmark (3)
DO Dominican Republic (9)
EC Ecuador (3)
EG Egypt (9)
SV El Salvador (2)
EE Estonia (3)
FI Finland (4)
FR France (1149)
DE Germany (568)
GH Ghana (2)
GR Greece (33)
GU Guam (2)
GT Guatemala (2)
GY Guyana (2)
HN Honduras (1)
HK Hong Kong (9)
HU Hungary (17)
IS Iceland (2)
IN India (56)
ID Indonesia (18)
IR Iran (1)
IE Ireland (71)
IL Israel (15)
IT Italy (416)
JM Jamaica (1)
JP Japan (7)
KW Kuwait (3)
LA Lao People's Democratic Republic (1)
LV Latvia (3)
LB Lebanon (1)
LT Lithuania (3)
LU Luxembourg (1)
MK Macedonia (6)
MY Malaysia (32)
MT Malta (2)
MX Mexico (143)
MC Monaco (2)
MA Morocco (5)
NP Nepal (3)
NL Netherlands (106)
AN Netherlands Antilles (3)
NZ New Zealand (14)
NI Nicaragua (2)
NG Nigeria (9)
NO Norway (10)
PK Pakistan (9)
PA Panama (8)
PE Peru (5)
PH Philippines (27)
PL Poland (281)
PT Portugal (14)
RO Romania (256)
RU Russian Federation (96)
SA Saudi Arabia (1)
SN Senegal (1)
SG Singapore (20)
SK Slovakia (19)
SI Slovenia (14)
ZA South Africa (8)
ES Spain (157)
LK Sri Lanka (1)
SE Sweden (14)
CH Switzerland (82)
TW Taiwan (10)
TH Thailand (36)
TN Tunisia (2)
TR Turkey (17)
TC Turks And Caicos Islands (2)
UG Uganda (2)
UA Ukraine (19)
AE United Arab Emirates (4)
GB United Kingdom (522)
US United States (17452)
UY Uruguay (3)
VE Venezuela (49)
VN Viet Nam (6)
VI Virgin Islands, U.S. (2)

22.01.2008

İnsan insanın kurdudur

İnsan insanın kurdudur

İnsan insanın kurdudur
Geçen sene haziran ayında tanıttığımız ChaCha artık telefonla da aradığınız konularda yardım etmeye başladı.
İnternette bilgiye ulaşmak için ilk durağımız arama motorları. Ama en kesin sonuçlar için 'bir bilene' sormakta yarar var

Dünyanın en çok tercih edilen arama motoru Google'ın bu noktaya gelmesinde iki büyük etken vardı. İndekslediği milyarlarca sayfa arasında aradığınız şeye en uygun sayfayı belirleyen algoritması ve sade yapısı. Google'ın algoritması Coca Cola'nın içeriği kadar gizli bir formül. Rekabet etme niyetindeki girişimlerden en ilginci geçtiğimiz hafta açıldığı gün tanıttığımız Wikia. Bu arama motoru herkese açık bir formüle sahip ve insanların katkılarını da kabul ediyor. Yani bir konu hakkındaki arama sonuçlarına tavsiyelerinizle katkıda bulunabiliyorsunuz.
Geçen senenin ortasında açıldığında tanıttığımız ChaCha ise insanı temel alıyor. Sitede yaptığınız arama sonuçlarından tatmin olmazsanız bir tuşa basarak o konuda gönüllü hizmet veren uzmanlardan yardım alabiliyorsunuz. Böylece onlar en uygun sonucu size doğrudan veriyor. Doğru sonucu buluncaya kadar bu hizmeti devam da ettirebilirsiniz. Rehberler size verdiği hizmet karşılığı siteden para kazandığı için kalite de asla düşmüyor.
ChaCha geçtiğimiz hafta hizmeti biraz daha geliştirerek telefonu da devreye soktu. ABD'de yaşayanlar özel numarasına kısa mesaj olarak yolladığınız sorulara kısa sürede cevap veriyor. Böylece sokakta ya da herhangi bir yerde internet derdine düşmeden en garantili ve kesin cevabı alabileceğiniz bir yapı doğuyor.
Arama motorları insanların bilgiye ulaşmadaki öncelikli tercihleri olmaya devam ettikçe yaratıcı çözümler de sürecek gibi görünüyor.


Radikal

19.01.2008

Microsoft "Surface"

Tanıtım Videosu 1


Tanıtım Videosu 2


Tanıtım Videosu 3


Tanıtım Videosu 4


30 Mayıs’ta Microsoft tüm dünyaya bir basın bülteni geçti. Surface Bilgisayarını kullanarak hayat(restaurantlar, oteller,casinolar , alışveriş, eğlence, iş kısacası herşey...) ayağınıza kadar gelecek ! diye bir başlıkla duyurdu...

Microsoft Surface in en büyük özelliği, şimdiye kadar alışılagelmişin dışına çıkarak; dokunarak, ellerimiz ile objeleri hareket ettirerek kolaylıkla işlem yapmamızı sağlayacaktır. Tüm bunlar surface , yüzeyin ;) üzerinde oluyor. Yani Surface'in üztüne cep telefonunu, pda'ini koyuyor çevresinde bir alan halkası oluşuyor ve drag&drop ile istediğin resim, bilgi, yukleyebileceğin, saklayabileeğin herşeyi sürükleyip bırakıyorsun. İstediğin resim ya videonun size’ını elinle çekip buyutup, küçültebiliyorsun. Elinle mail yazıp gonderebiliyorsun. Artık bu senin mailin değil el yazından tanırım denebilecek :) Bugun ne yapayım? , nasıl bir program yapayım?, nerede? ne var ?, gideceğim yere nasıl ulaşırım ?, zamanı en iyi nasıl kullanırım ? dersen, yine surface in başına geçip Google map gibi haritadan (artık biliyorsunuz street olayına kadar indirgendi) , kendi route nuzu şehirinizdeki size uygun activite lere gore ayarlayabiliyorsun.

Mouse ve klavye devri bitti ! Artık devir ses, kalem ve dokunma devri... Eskiden bunlar vardı diye yad ederiz . Nasıl 80s 90s dekiler şimdi bize komik geliyorsa, kısa bir süre sonra mouse ve klavyede aynı komiklikte mi gelecek ?

Surface ; 76 ekran ve bir sehbayı andırıyor. Üzerine koyduğun bazı cisimleri algılayabilecek. Örneğin bir restaurant da masaya oturacaksın ama masa biraz akıllı bir masa, yani "Surface" , menu yok buradan gorselleri ile yemeklerini tutup çekip sipariş kutusuna atabileceksin, örneğin Coca – Cola bardağını Surface’in üstüne koyduğun zaman ürünün sloganını, mottosunu yazacak “Hayatın tadı. Coca-Cola” gibi... Hatta işi büyütecek olursak, restaurant da bir şarap seçtiniz ve geldiğinde Surface’in üstüne koyduğunda kadehteki barkodu okuyup , şarabın yapıldığı üzüm bağı hakkında bilgi verip, o bölgeden fotoğraflar gosterebilecek. Hatta ben biraz daha da ileriye gidip; ağırlığından (bardağın barcoduna bardağın +3-3 gramajı girilerek) bardağınız boşaldığında garsonunuza özel bir alert gondererek; sıkıcı garson aramaları, göz temasını yakalayabilmek için gereksiz mimikler ve hareketler ve çağrış tarzlarından kurtulmak (koçum, aslanım, bilader vb.. :)) gibi kurtulmak bu aletin kullanıldğı yerlerde çok yararlı olacaktır. Hem müşteri, hem de firma için. Biz Turkler sıcak teması severiz, kopmamız bundan biraz zaman alabilir ama olsun ;)

Surface’in esasında 4 temel özelliği var ;

Turkçeye çevirmeyeceğim çok komik oluyor.

Direct interaction : kullanıcılar artık mouse ve klavye kullanmadan elleri ile dokunarak herşeyi yapabilecekler.

Multi-touch : bilinen dokunmatik ekranlar gibi tek bir komutu değil birçok komutu aynı anda gerçekleştirebilecek

Multi- user : sehpaya benzemesinin en buyuk nedeninden bir tanesi , yatay olmasından dolayı üzerinde birden çok kullanıcı olabilecek.

Object recognition : Surface’in üzerine koyulan nesneleri üzerindeki özelliklere göre tanıyıp , işlem yapma kolaylığı sağlayabilecek.

alıntı: blogbenim